Hep Aynı Karanlık Hep Aynı Aydınlık! - Kızıma Mektuplar (Yaş 2)
Sana çok güzel şeyler söylemek istiyordum yine bu doğumgününde ama içimden gelmiyor bir tanem...
3 senedir hiç yapmadığım şeyler yapıyorum. Gözümü kulağımı kapatmaya çalışıyorum patlayan bombalara, savaşa giden daha ergenliği bitmemiş çocuklara, açlık grevinde aylarını geçiren öğretmenlere, tacizlere, öldürülen kadınlara her şeye... Bazen başarılı oldum bazen denk geldim ve okudum. Parçalandım özellikle son bir haftadır okuduğum haberler beni mahvetti.
Aklımın almadığı vicdanımın kabul etmediği şeyler oldu çocuklara...
Kimseye kendimi anlatmak ya da açıklamak zorunda değilim ama sana anlatmak zorundayım. Ne hissettiğimi ve bu hislerimle baş etmeye çalışırken ne kadar zorlandığımı...
Yetişkin bir kadın olduğunda, belki bir gün anne olmayı seçtiğinde dünyanın karanlığı seni ürkütmesin diye özellikle de...
Şöyle şeyler okuyorum sosyal medyada:
diyorlar ki;
"Bizim zamanımızda bu kadar karanlık değildi dünya bu kadar kötü insanlar yoktu. Her şey daha güzeldi. Biz masumduk, biz büyüdük ve kirlendi Dünya"
Sana da söyleyecekler...
Hayatın daha karanlık bir yer olduğunu, daha kötü bir yer olduğunu, eskiden daha iyi olduğunu, bu kadar çok kötü şeyin olmadığını söyleyecekler...
Aslına bakarsan umudunu elinden almaya çalışacaklar çünkü bu en kolay baş etme şekli.
Öbür türlü çözüm bulmak için bir şeyler yapmak lazım. İnsanlar her zaman kolay olanı yapmaya meyillidirler sucu bir şeye atarsın ve biter...
Çözüm bulmak, nedenlerini nasıllarını ortaya koymak, bunun üzerine düşünmek zordur. Çaba, cesaret ve güven gerektirir.
Zaten de konunun bununla alakası yoktur. Yani zaman geçtikçe daha kötü olmamıştır hiçbir şey.
Düşünsene bir, ortaçağda kadınları cadı ilan edip yakıyorlarmış
Kazıklı voyvodalar, pedofili kilise çalışanları, bakire kurban eden yaşlı(!) ve bilge(!) ve ulu(!) kişiler...
2. Dünya savaşında emir aldik diyip insan derisinden abajur yapmislar, insanlari yakip kule sabuna çevirmişler.
Benim dedem senin anneanneni hicbir yere göndermezmiş, çiçi arkadaşlarına kalmaya gidemezmis.
Ben hatırlıyorum ben de gidemezdim. Anneannen hep sorardı "babası kim ne iş yapıyor?" Hep maddi durumla ilgili zannederdim "Banane ya babası ne iş yapıyor? Sormadim" derdim o da gidemezsin derdi ben bağırır çağırır kızar susardım. Sinirlenirdim gidemedim diye. Anneannen de muhtemelen benimle bu karanlık konulardan nasıl bahsedecegini bilemediği için aman canim bugün kızar yarın geçer nasıl olsa derdi.
Halbuki tek derdi canından çok sevdiği kızlarını korumaktı.
Ben de seni korumaya çalışacağım ama korkutmaya değil.
Korku insanı ele geçirdi mi düşünme mekanizmasını da ele geçirir. Düşünme mekanizması bozulan insan bir süre sonra çözümsüz kalmaya başlar.
Yani kızım korkunun ve korkutmaya çalışanların seni ele geçirmesine izin verme
İnsanın içinde hem iyi hem kötü var.
Senin de öyle...
Bir baba ile ilgili bir haber okudum darma duman oldum dedim ya.
Konu sadece babanın eşine yaptığı ya da kızına yaptığı ya da annenin kizina yaptığı değildi beni darma duman eden.
Orta cağda kalmasi gereken bir takim insanlarin nefesini ensemde hissetmemdi. Verin bana sunu soyle işkence ederim diyen komşu teyzeydi, idam gelsin diyen bakkal amcaydı, oldurelim diyen sokaktan geçen liseli cocuktu.
Demistim ya insanın içinde hem iyi hem kötü var diye, kötünün bu kadar kolay ortaya çıkabiliyor olması korkuttu beni. Siradan insanlarin bu kadar kolay canavara ait soylemlerle canavara tepki veriyor olmalariydi beni korkutan
Ama dağıtan yine tam olarak bu değildi.
Sucu isleyene sempati besle, empati kur ya da üzül diye değil ama düşün o da bir gün bebekti ve çocuktu ve bu suçu isleyecek canavara dönüştü. Sen de hasta, ben diyim cani. Ne yaptığı şeyi affettirir ne çekmesi gereken cezayı hafifletir.
Ben eşini düşündüm. Hastalığında, yatağında kemoterapi alırken yaşadığı çaresizliği düşündüm. Kızına mi baksın, ölüp gideceğine mi üzülsün, kızını arkada bıraktığına mi yansın, kızını korumaktan aciz olduğuna mı?
Ama bu da tam olarak değildi.
Bu olaylar olup biterken bunun gidişatını değiştirebilecek kaç insan temas etti bu aileye diye düşündüm. Bu kadar hasta bir adam evlenmeden önce vukuatı olmaması mümkün değil.
Bir canavarın büyüdüğü ev neye benzerdi acaba? Annesi babası nasıl insanlardı? Ya peki onun ilk okul öğretmeni? Arkadaşları da mi yoktu? Kaç insan tanıyordu bu canavarı da hepsi bu durumu görmezden geldi. Evleneceğini duyduklarında ne yaptılar? Düğünleri olmadı mı?
Bir gecede bu adam bir vampir tarafından ısırılıp dönüşmesi ya olduğu şeye.
Peki ya komşuları?? Bu kadın onca işkenceyi çekerken hiç mi sesi çıkmadı? Kaç kişi duymazdan geldi çığlığını?? Kaç doktor bilip de bilmemezlikten geldi? Kac sağlık personeli söylendi de "ya bak sana yardım edecek yerler var yalniz degilsin kendine değilse kızına acı" demediler mi?
Hiç mi taniyani, bileni, seveni, düşüneni yoktu bu insanların?
Bu cani yapacağını yaptıktan sonra asalım, keselim, öldürelim demesi çok kolay. Zor ve dogru olanı o bebeğin başına bir şey gelmeden olayın gerçekleşme ihtimalini ön görüp engellemek.
Yasa istiyoruz, idam istiyoruz diye bağırıyorlar ya o da beni darma duman etti. Sence bu kadar sapkın ve hasta bir canavarı hangi yasa insan eder ya da hangi yasayi bilmek onu durdururdu?
Yasalar olsun. Tabii ki nikahlı olduğu için eşine tecavüz etmeyi hak gören, eşini çocuğunu döven, şiddet uygulayan her kimse cezasını alsın.
Ama esas ihtiyaç olan bu suç işlenmeden bunun kök nedenlerine inip onu değiştirmek diye düşünüyorum. Yoksa böyle olmaz.
Çiçek aşısı gibi bir şey olmalı. Bugün iyileştirmek için ilk adımları atmalıyız ki 100 yıl sonraki yaşayan insanlar bu yaşadıklarımızı bırak yaşamayı, anlayamasınlar bile.
Sana bu kadar karanlık bir not bırakmayı istemezdim diyemeyeceğim.
Bir fikir var aklımda belki ben başaramazsam sen başarırsın diye yazıyorum sana bunları.
Sana bunu anlatıyorum ki bil kızım bu kötülükler dün de var bugün de var yarın da olacak. Yaptığımız seçimlerin sonucu iyi veya kötü olacak her zaman için.
Bil istiyorum. Bil ve ona göre hem kendini koru hem de biri sana "Bizim zamanımızda her şey daha iyiydi büyüdükçe kirlendik" falan dediğinde "Kötülük hep oradaydı. Önemli olan tüm kötülüğe rağmen iyiyi ve doğruyu yapmak" diyebilecek cesareti içinde bul
Bir de eğer bir çözüm gelirse aklıma uygulamaktan korkma.
Bu zamana kadar çözülmemiş olması senin de çözemeyeceğim anlamına gelmez hiçbir zaman.
2. Yaşın kutlu olsun.
Ben yine de sana boğazım düğüm yüreğimde bir öküz hiç aklımda yokken en tatlı olanından bir Ac tırtıl sahnesi yarattım.
Eteğini kendim yaptım, beyaz tişörtün üstünü kendim boyadım resimlerini yaptım.
Herkes de bana yardım etti.
Şanslıyız. Biz ne istersek isteyelim gerçekleşmesi için uğraşan bir aileye sahibiz.
Belki bu şansı başkalarına da ulaştırırız ne dersin?
Buyumeni 4 gözle bekleyen ama bir yandan da hep küçük kal isteyen annen
2. Yaş günün kutlu olsun
Seni seviyorum
eDde's
Yorumlar
Yorum Gönder