Doğumdan 6 yıl Sonra Pozitif (!) Doğum Hikayemiz- Bölüm 2



Evet 4 yıl önceki yazıya bugünden devam ediyorum…

Hisler falan bir yana şöyle düşünün ki 6 yıl sonra bir kez daha normal doğum bekliyorum... Dolayısıyla şimdi bunları 4 yıl önceki benden okurken ve o günden 6 yıl sonraki ben olarak ikinci bölümü yazarken inanın bana gülüyorum...

Doğurduktan sonra çok fazla insan iyi niyetli bir sürü şey söylüyor… Bazıları gerçekten işe yarıyor bazıları ise işe yaramadığı gibi farkında olmadan rahatsız da hissettiriyor…

Kendi kendime bir teori üretmiş ve insanlar hamileliği hatırlasa bir daha hamile kalmaz, doğumu hatırlasa doğurmaz, lohusalığı hatırlasa çocuk sevmez üremeye küser rahmini falan aldırır demiştim 🙈

Şimdi 6 yıl sonrasından diyorum ki çok net haklıymışım, her dönemin kendi zorluğu var ve bölüm canavarını geçtiğinizde bir önceki canavarın nasıl olduğunu hatırlıyorsunuz da o anki hissi kalmıyor tabii ki 😂 Geçiyor ve gidiyor…

Şimdi bir kez daha altı yıl önce 18 Şubat günü doğumhane kısmı ile ilgili bir çok şeyi hatırlıyorum… Ama inanın ilk doğumhaneden çıktığımda hatırlamıyordum…

Gerçekten kendi kendime çok sordum bu kadar ağrı eşiği düşük olan ben ne kadar sezaryenden korkuyorsam artık normal doğumu hala bunca seneye rağmen tercih ediyorum :))



En son muayeneden sonra sedyeye nasıl geçtiğimi hatırlamıyorum… Ama annem odadan çantaları alayım oda değiştireceğiz dedi diye anneme bir ton bağırdığımı hatırlıyorum 😕😔Annemin apar topar odadan çıktığını da… Sonra sedyeye geçtik sanırım ve doğumhaneye indik... burada Emre neredeydi hatırlamıyorum mesela ama doğumhanede yanımda olduğunu hayal meyal hatırlıyorum… Herkes diyor ki çok kısa sürede Defne doğmuş :)) içeride olan bana ve Emre'ye sorun bir de o kısa süreyi... Çok acı çektim sanırım ama o acının nasıl bir acı olduğunu şu an asla hatırlamıyorum çünkü hatırlasam Defne’yi ilk gördüğümde bu nasıl bir şey bundan 3 tane daha yaparım ben diye bir şuur kapanmasını yaşadığımı hatırlıyorum… Hayatımda gördüğüm en güzel şeydi ve ben resmen ona aşık olmuştum… Şimdi bakınca koca bir yanak doğurmuşum diyorum 😂 Ama Defne doğmadan 5 dk önce gözlerimi bir papatya tarlasında açtığımı güneşin parıl parıl olduğunu ellerimle yeşil çimenlere ve papatyalara dokunduğumu sonra bir anda “ulan bunda bir terslik var ben az önce doğuruyordum burada olmamam lazım” derken kendime geldiğimi ve doktorun bana avaz avaz bağırdığını çok adrenalini yüksek bir an yaşayıp o azarı yiyince o son nefesle doğurduğunu hatırlıyorum 😅 Erkeklerin askerlik anıları kadınların doğum anıları derler ama bence erkeklerin de doğum anıları askerlik anıları döver seviyede artık…

Sonrası ilk ten tene temas, ilk emzirme, ilk parmağımı tutuş, ilk fotoğrafçıyı hangi akla hizmet iptal ettim pişmanlığı 🙈

Sonrası yine kopuk… Defne’yi alıp giydirmişler beni de azıcık uyutmuşlar, sonra ayrılırken yine hayal meyal… Herkes Defne’nin başında tabii ki 🤗

Sonra odaya geçtik… Ben leyla o nasıl bir mutluluk ve hafifleme hissi.. Bundan sonrası kavuşma anı bir kez daha 😍

Ben gerçekten çok şanslıydım.. Emzirmede hiç sorun yaşamadım… Sevdiklerim yanımdaydı covid yoktu, oda süslenmiş, sevdiklerimiz yanımıza ziyarete gelebilmişti… Ama biraz fazla kalabalıktı hastane.

Ayılmaya ve yorgunluğumu hissetmeye başlayınca hemşireler geldi “hadi bakalım kalkıyoruz” herkes beni izliyor tabii ki ☺️Sanırım 4 doğuma bedel insan vardı kapıda. İnsan böyle zamanlarda yakınlarını arar yanında. Bana da çok iyi geldi ama bir taraftan da o kadar insanın orada olması bir gerilim yaratıyor tabii ufaktan… Anneanneler hem heyecanlı hem tedirgin. İkisi birden gözümün içine bakıyor nasılım acaba diye kaygılı kaygılı… Onları üzmemek için de kuyruğu dik tutmaya çalışıyorum bir yandan 😬 Benim kuyruk hep dik olmalı zaten kendime ağırlık olarak doğmuşum dünyaya 😂

Hemşirelerle kalkınca fazla geldi o an tuvalete girdiğimizde kimseye gidin diyemem diye fısıldayıvermişim kulaklarına 🤷🏼‍♀️🧡 Onlar beni anladı bir baktım herkes evine bir dahaki kavuşma anına kadar 🙏🏻

Böyle zamanlarda sevdiklerinin sevgisi çok güzel ama o an öğrendiklerin ve ezberlediklerin yorgunluğunu yaşayamamana neden olabiliyor galiba… En azından bende öyle oldu…

Zaten sonrası yine yine kopuk kopuk… Bazı gelenleri hatırlamamam bazı gelmeyenleri geldi zannetmem falan 😂 sonradan liste yaptık neyseki…

Kardeşim Burcu soruyor nasıldı doğum diye Emre ile birbirimize bakıp bu konuda konuşmak istemiyoruz dedik…

Ve inanmayacaksınız belki ama doğum esnası ve sonrasında ben galiba beceremedim hissi bir süre yerleşti içime… Ve ne zaman geçti biliyor musun Emre’nin anneannesi bana kendi köy yerindeki aşırı pozitif(!) doğum hikayesini anlattığında geçti…

Bu baskı neden diye baya sorguladım… Niye her şeyi şova ve yarışa dönüştürmek ve bunu bir başarısızlık ya da başarı hikayesine çevirmek zorunda olduğumuzu sorguladım… Kendimi sorguladım yaşadığım hislerin nereden geldiğini… Ve dedim ki eninde sonunda bu mükemmelin tam zıttı olan hikayenin de şahane bir kavuşma hikayesi olduğunu yazacağıma söz verdim…

Ama öyle ama böyle 4 yıl sizin de bildiğiniz üzere Denizli’de su gibi aktı geçti… Başka odak noktalarında olduğum için bir türlü yazamıyorum ama şimdi bir kez daha doğumhaneye girecek olan kendim endişelerle boğuşurken bunu önce kendim için yazmak zorundaydım… Kendine borçlu olmak… Sonra da diğer hemcinslerime borçluyum…

Doğum travmatik bir şey… O kadar travmatikki içeriye giren kadın içeride bebekle(rle) birlikte bir de anne dünyaya getiriyor ve kendini o doğumhanenin bir yerinde bırakıp çıkıyor içeriden… ozamana kadar yaşayan benlik çok sonra tekrar ortaya çıkmaya çalışıyor ve bir barış imzalanıyor kadının içinde eve gelen kimlikler arasında… Ve her dünyaya gelen canlı ile o canlının ihtiyacı olan bir kişi daha dünyaya geliyor… Dolayısıyla pozitif doğum diye bir şey yok… Dönüştürücü, zor, değişken, aşırı adrenalinli, aşırı mutluluk içeren, aşırı aşk yaşadığın bir şey… Ve olduğu haliyle mükemmellikten uzak ama bir okadar mükemmel ve tam 🧡

Kendime doğum öncesi hediyem de bu yazı oldu böylece 🥰

Dilerim okuyan herkese de şifalı gelir….

Yorumlar

Popüler Yayınlar