2021'den 2022'ye Geçerken






2021'e başlarken kendim için inanılmaz bir ruh hali içindeydim...

Sanki çok istediğim ama neden istediğimi bilmediğim bir oyuncak bana verilmesi gerekirken başkasına verilmiş gibi bir hissin ucundan dönmüş, elimdeki olan her şeye bardağın dolu tarafını görmek ve elimdeki mevcut durumun kabulüyle başladığım bir yıl olmuştu...

Kendi kendime "Hayat sana un ve şeker yerine un ve tuz verdiyse kek yapamıyorum diye ağlamaktansa poğaça yap" demiş ve evrenden gelen mesajlara odaklanmıştım...

Durun, daha popüler bir ifadem var!

 "Akışta Kalmaya Odaklanmıştım..."


2021 yılı tam olarak böyle geçti...

Akışta kalmanın ve kendi halimden memnun olmanın dibine kadar tadını çıkartmakla geçirdiğim günlerim oldu...

Hayat bana birlikte üretmekten keyif aldığım, çok öğrendiğim, bildiklerimin ve kendimin değerini fark ettiğim çalışma ortamları sundu...

Bazı günler uyumadım, hafta sonu yasaklarına teşekkür ettiğim bir dönem geçirmiş oldum bu sayede...

Bazen ebeveynlikten ve eşlikten mola istemek zorunda kaldım... Bazen vicdan yaptım... Çoğunlukla şükrettim... Bazen evde çıkan yaygaradan bunaldım, bazen yaygaranın sevgi depolarının boşalmasından kaynaklandığını fark edip onlara özel depo doldurucu anlar yarattım... Bazen kaygılandım, yoruldum, bunaldım, her şeyi bırakıp gitmek istedim... Sonra bu halimin de normal olduğunu kabullenip 2 gün dinlenip kaldığım yerden devam ettim... Bazen bunalsam da Scarlet O'hara moduna bürünüp "Bunu yarın düşünürüm diyip geri plana atıp devam ettim... Ama bir şekilde her türlü devam ettim...

Manevi olarak karşılığını da aldım... 

Klasik yılı kapatma ve yeni yılı karşılama mesaisi vardı aklımın bir köşesinde...
Bir tek onu yapamadım.. Bugün ayın 8i ben yine bu yazının başında sağını solunu toparlamaya çalışıyorum ama 15 gün öncesinden, 8 gün öncesinden hatta 3 gün öncesinden bile daha iyiyim galiba...

Hayattan memnun olup olmamamız tamamen beklentilerimizle ilgili gibi geliyor çoğu zaman...

Ben de son bir haftadır yaşadığım bazı duygu durumlarının değişikliğine, yani kendi içime özüme döndüm ve yaşadığım hislerin gerçekte yaşadıklarımla mı yoksa benim algımla mı ilgili olduğuna odaklanmaya başladım... 

Son yıllarda olanı biteni, geleni gideni olduğu gibi kabul etmek ve bardağı dolu tarafından görmek konusunda pratik yapmaya çalışıyorum... Bu pratiklerde artık işe yaramaya başladı sanırım... 

35!

2021 yılına veda edemememin bir kaç sebebi var... 

Bir kere 2021 yılı benim için o kadar özel ve güzeldi ki vedalaşmak istemedim... 

Bir an için sanki daha iyisini yapamam, bu eforu bir kez daha başaramam gibi hissettim bir süre... 

Neyse ki kısa sürdü :) 

Birincisi daha iyisini yapmak zorunda olmadığımı kabul ettim, yapacaklarımın yaptıklarımla neden kıyaslanması gerektiğini de sordum kendime... 

İkincisi yapmak istersem yapabileceğimi de söyledim kendime...

Üçüncüsü de gerçekten odağımın bu mu olması gerektiğini belki de hayatın bana bambaşka bir yol çizeceğini ve bu hisle gidersem güzellikleri göremeyebileceğimi de söyledim kendime...

Son sebebim de çok sevdiğim Cahit Sıtkı Tarancı'nın o meşhur dizeleri "Yaş 35! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün." 

Ben ki 19uyla vedalaşırken göz açıp kapayıncaya kadar gelecek 50li yılları öngörmüş ve bir kere de depresyonuna girmiş insanım :) 

Korkmuyorum yaş almaktan ama yine de 35'in de farklı bir hissi var işte... 

Enerjik, üretken, ayakları yere basan, bedenin hala dinç olduğu ve ruhunla uyumlu olduğu 30'lu yılların ortası olduğu için belki de...

35. yaşımı kutlayacağım 2022 bir ürpertti galiba ondan da "peki şimdi ne yapmalı hissi" geldi... 

30'lu yaşların ilk yarısı çok dönüştürücüydü, hem yerden yere vurdu, hem şifalandırdı, hem büyüttü, hem de zaten güçlü olan ruhumu daha da güçlendirdi... Tüm bunlarla birlikte de vedalaşmak zor geldi... 

Ama 14 Ocak'a bir hafta kala ve 2022'deki ilk bir haftanın sonunda hazırım kendimi, 35. yaşımı ve yeni yılı kucaklamaya... 

Yeniden anne olacağım ve Efsun'la birlikte Defne ve Efsun'un annesi olarak yeniden dünyaya geleceğim 35. yaşımı da tüm güzellikleri, tüm zorlukları, tüm sınavları, tüm başarıları, tüm göz yaşları, tüm kahkahaları ile kabul ediyorum... 

Çünkü 30'lu yaşlarımın ilk yarısında öğrendim ki hayat benim yüklediğim anlamlar kadar... Neye değer vereceğim, neyle mutlu olacağım hepsi benim bakış açımla ilgili...

Mutluluk denilen şey kazandığım parayla, sahip olduğum evle/arabayla, çocuğumun başarısıyla, oturduğum koltukla, sahip olduğum işle, etrafımdaki insanların benden ne kadar memnun olduğu, ne kadar ilgi gördüğüm ne kadar sevgi gördüğümle ilgili değil... 

Önce mutlu olmayı istemekle alakalı, sonra baş edemeyeceğin kadar büyük bir derdin olmamasıyla alakalı... Geçtiğin sınav ne kadar zorsa içindeki mutluluğu bulmak o kadar zor oluyor çünkü... En sonda da kendini sevmekle ve şefkatle sarmakla alakalı...

Bu nedenle bir kez daha sağlıkla, sevdiklerimin acısıyla sınanmadığım, çaresiz dertlerle baş etmek zorunda kalmadığım bir yaş diliyorum kendime ve sevdiğim herkese bu sene de...

Onun dışında acısıyla, tatlısıyla kabul ediyorum yeni gelen yılı...

Hoşgeldin 2022! İyi ki bir yıl daha yaşadım...



Yorumlar

Popüler Yayınlar