Bu Fotoğrafın Hikayesi Başka!


Bu bayram Emre Defne Stark ve Ben, bundan 4 sene önce çektiğimiz Defne'yi beklerken serisinin bir yenisini çekmeye başlayacaktık.

4×4 lük bir süpriz yumurta olan Baby E, bizi hem hazırlıksız yakalamış, hem şoka sokmuş, hem kararsız bırakmış, hem sevindirmiş, sonra heyecanlandırmış, kendini bekletmeye başlamıştı...

Bayramda 12 hafta bitmiş, daha güvenli bir döneme girmiş olacaktik. Bu sayede de iste boyu şeftali falan civarına da gelmişken çocuklarla fotoğraflar çekip geri kalan 2 trimester için heyecanımızı sizinle de paylaşacaktık...

10. hafta kontrolünde her şey yolunda görününce, evin büyükleri ile de paylaşınca Defne de artık başkasından değil bizden duysun diye Defne'ye bile söylemiştik...

Evet hep di'li geçmiş zaman...

Hayat hep planlar ve yaşadıklarımız arasındaki tutarsizliklardan ibaret çünkü...

2. bebeği beklemenin getirdiği rahatlıktan mı, yoksa hakikaten günlük kosturmacalarin gündemimi yeterince meşgul etmesinden mi bilmiyorum. O ufak ağrılar nasılsa normaldir diye dusunmelerim, minik kanamayı "nasılsa durdu önemli bir şey değildir" demelerim umursamazliktan mi bilmiyorum ama iste ne olduysa oldu...

Umursasam da zaten karnimda büyüyen o minik can gelmeye de gitmeye de karar verdi mi sadece bakakalıyormuşsunuz zaten... En azından doktor böyle söyledi... Anne ya da babadan kaynaklanmayan...

Bir de ne dedi "yine de sukredin üreme organlarınız çalışıyor"... Otomatik cevap olarak Emre yle bir ağızdan " Şey biz onu biliyorduk bu ikinci bebegimizdi zaten!"

Sonradan geldi aklıma ilk cocuktan sonra sanki bozulamıyor o organlar...

Ilk şoku atlattıktan sonra da çok eğlenceli değildi durum... Kendime kızdım, hem de cok... Nasıl bu kadar tedbirsiz davranıp Defne'ye söylemiştik ki? Bir bekleseydim ya 12. haftayı... Işte 2. çocuk rahatlığı. Defne'yi beklerken bazi cok yakinlar haric kimseye söylememiştik 12 mi 16 hafta mi ne öyle duyurmuştuk.

Bu sefer öyle olmadı iste...

Söylemiş bulunduk Defne'ye...

Bunu da deneyimlememiz gerekiyormuş...

Bir tarafım şükrediyor her şeyin daha kötü senaryolarla sonlanmadigina bir tarafım da boşluk ve yarim kalmışlık ve hayal kırıklığı hissi...

Yaşamın üstünde hiçbir kontrolümüz yok...

Bu da hayatımızın içinde iste... Daha yaşadığını anlayamadan bir kalp atışı sesiyle varlığından emin olduğunuz can yine kalp duymayinca yokluğuna ikna oluyorsunuz... Sonra yarim saatte "ufak bir operasyon" la bedeninizden alıyorlar...

Sonra onun varlığını öğrendiğinizde onu hayatta tutmak istemediğiniz düşüncesi aklınızdan geçti diye kalan kekremsi suçluluk duygusuyla kaldığınız yerden iyileşmeye çalışıyorsunuz...

Yazmak da iyileşmenin bir parçası...
Bu bayram biz bir yandan da bu iyileşme çabasıyla kaldığımız yerden devam ediyoruz yolda olmaya, anda kalmaya...
Hayatın verdiklerine şükredip kalanların sağlığı ile avunuyoruz...

Dileriz sizin için de sevdiklerinizle ve sağlıkla geçirdiğiniz bir bayram olur...

Yorumlar

Popüler Yayınlar